En son bloguma 8 kasım 2013’te yazmışım. Benim için utanç verici. Daha sık yazmak istiyorum aslında bloga ama hep erteliyorum. Bunu bloga yazarım deyip arşivlediğim bir sürü başlık var. Bu konuda kendimi toparlamam lazım. Bu ne saçma bir giriş cümlesi oldu.

Neyse konuya girelim. Sektörden tanınan bir çok kişinin yazılar yazdığı Sosyal medya kulübü dergisinde Hazal Burcu İnce ile SEO ve Sosyal medya üzerine bir röportaj yaptık. Sağolsun röportaj için güzel sorular hazırlamış, ben de keyifle cevapladım. Röportaj sorularına ve cevaplarıma aşağıdan ulaşabilirsiniz. Ayrıca derginin tamamını online olarak okuyabilirsiniz.

İlyas Teker kimdir? Kısaca kendinizden bahseder misiniz?

1987’de Rize’de doğdum. Konya Selçuk Üniversitesi bilgisayar bölümünden mezun olduktan sonra Siberalem.com, idefix.com gibi büyük siteleri bünyesinde barındıran EBI grubu’nda SEO, SEM çalışmalarını yürüttüm. Daha sonra aylık 40 milyon tekil ziyaretçi sayısı ile 45’ten fazla farklı servisi bünyesinde barındıran Türkiye’nin lider internet portalı Mynet’te SEO çalışmalarını koordine ettim. Şuan 45 ülkede 55’den fazla ofisiyle Dünya’nın ilk search ajansı olan iProspect Türkiye’de SEO Manager olarak çalışıyorum.

Online pazarlama ile ilgili verdiğim eğitim ve seminerlerin yanı sıra, sektörün yakından takip ettiği bir çok sitede online pazarlama ile ilgili makaleler yazıyorum ve birçok kuruma online pazarlama ile ilgili danışmanlık veriyorum.

Şu an iProspect Türkiye’de yürüttüğünüz işlerden bahsedelim biraz

iProspect Türkiye’de alanında lider bir çok büyük şirkete SEO (arama motoru optimizasyonu) alanında danışmanlıklar veriyoruz. Sahip oldukları sitelerin Google organik (doğal) trafiklerini arttırmak için çalışmalar yapıyoruz ve organik görünürlüğünü sürekli kontrol ederek olası tehlikeleri ve trafik kayıplarını önlemeye çalışıyoruz.
Müşterilerimiz yapmış oldukları bu SEO yatırımı sayesinde Google organik trafikleri yükseldiği için daha fazla gelir elde ediyorlar ve bununla birlikte ROI değerleri de artmış oluyor.

iProspect olarak müşterilerinize ne gibi hizmetler sunuyorsunuz?

iProspect müşterilerine SEO (arama motoru optimizasyonu), SEM (arama motoru pazarlaması), analytics, dönüşüm optimizasyonu, RTB (real-time bidding) reklamları, SEO uyumlu content üretimi, affiliate marketing gibi bir çok konuda profesyonel olarak ileri düzey hizmetler sunuyor.
Sadece iProspect’in sahip olduğu gelişmiş araçlar sayesinde verdiğimiz hizmetlerin dönüşümlerini daha iyi ölçebiliyor, derinlemesine analizler yaparak en doğru kararları almayı sağlayabiliyoruz. Diğer ülkelerdeki ofislerimizden de yaptıkları çalışmalar ve sonuçlarıyla ilgili know-how’ları alma ve değerlendirme fırsatımız oluyor.

ilyas-teker

iProspect global bir oluşum, Türkiye’deki payı globale oranla değerlendirir misiniz? Ve sektörel olarak rekabet stratejinizden söz eder misiniz biraz?

iProspect, Türkiye’de tek bir şirket olarak yer almıyor. Dentsu Aegis Network’ü içerisinde Carat, Vizeum, Isobar, Posterscope, Resolutions ve Amnet şirketleriyle birlikte çalışmalarını sürdürüyor. Diğer şirketlerimizden aldığımız güç ve tecrübeler eşliğinde yaptığımız çalışmalar da daha etkili sonuçlar getiriyor.
iProspect’in Dünya genelinde 45 ofisi bulunuyor ve globalde sahip olduğu pay da buna oranla yüksek. Aynı şekilde Türkiye’de de güçlü bir network içerisinde bulunduğu için Türkiye’deki payı da yüksek diyebiliriz.
iProspect’i rekabette bir adım öne çıkaran en önemli etken global bir şirket olması ve alanında tecrübeli güçlü bir ekibinin bulunması. Ayrıca sadece kendisinin geliştirdiği araçlar sayesinde derinlemesine analizler ve çalışmalar yapma fırsatı sunuyor olması.

iProspect 2013 yılını nasıl geçirdi? 2014’e dair beklentileriniz neler?

2013 bizim için başarılarla dolu harika bir yıl oldu. Yaptığımız güzel işler bir çok ödülü de beraberinde getirdi. 2013 yılında açılan büyük konkurların bir çoğunu kazanarak daha da güçlendik.
Aynı şekilde 2014 yılı içerisinde daha da büyüyerek müşterilerimize daha iyi hizmet sunmayı ve müşterilerimizin ihtiyaçlarına göre farklı servisleri de sunmayı planlıyoruz.

iProspect haricinde siz bireysel bir şekilde isim olarak da markalaşma yolunda olan birisiniz, kendinize ait bloğunuzdan ve bu yolda attığınız diğer adımlardan konuşalım. İleriye dönük projeleriniz var mı bu alanda?

Blogumu 2008 yılında açmıştım. İlk yıllar daha sık yazıyordum ancak Twitter, Facebook ve diğer sosyal ağların büyümesiyle blog’a maalesef daha az zaman ayırmaya başladım. Aslında daha sık yazmam gerekiyor çoğu zaman bunu yapamadığım için üzülüyorum.
Türkiye dijital alanda bir çok fırsatı bünyesinde barındıran bir ülke. Henüz gidecek çok yolumuz var desek yanılmayız. Bu nedenle ileriye dönük güzel planlarım var. Bakalım zaman neyi gösterir bilinmez : )

SEO danışmanlığı dünyada ve Türkiye’de ne zamandan beri var olan bir dal? Siz ne zaman bunun farkına vardınız? Bugüne kadarki süreçten bahseder misiniz biraz?

SEO yani arama motoru optimizasyonu Dünya’da 1997 yıllarında ilk olarak konusulmaya baslandı. O dönemler Altavista gibi arama motorlarında yapılan bu calısmalar daha sonra Google’ın kurulmasıyla birlikte Google’ı da kapsamaya başladı.
Türkiye’de 2005-2006 yıllarında konuşulmaya başlanan SEO, son 3-4 yıldır Türkiye’de bir çok şirketin öncelikli gündemi haline geldi. Artık şirketler bu alanda ciddi yatırımlar yapıyor ve bu alandaki fırsatı kaçırmak istemiyorlar.
Ben 2006 yıllarında kendi açtığım bir sitenin trafiklerini nasıl arttırırım diye araştırırken SEO’yu fark ettim. O dönemler Türkiye’de içerik üreten kişi sayısı yok denecek kadar az olduğu için yurt dışı pazarındaki makaleleri, araştırmaları okuyarak öğrendiklerimi kendi sitem üzerinde uyguluyor ve sonuçlarını gün gün ölçüyordum. O dönem hobi olarak başlayan bu ilgim, bugün profesyonel anlamda çok severek ve keyifle yaptığım bir iş oldu.

İlyas Teker sosyal medyayı nasıl tanımlar? Sosyal medyada ne kadar aktifsiniz ve ne kadar aktif olunmalı size göre? En çok hangi ağları aktif kullanıyorsunuz?

Sosyal medya insanın kendine yakışanı giymesidir :) Şaka bir yana Sosyal Medya aslında biziz. Bizim ürettiğimiz içerikler, yaptığımız paylaşımlar sosyal medyayı oluşturuyor. Bir bakıma medya’nın değişen ve gelişen dünyadaki yeni tanımlaması diyebiliriz.
Sosyal ağları olabildiğince aktif olarak kullanmaya çalışıyorum, çünkü dünyada ve türkiye’de olup bitenleri daha hızlı öğrenebiliyorum ve işimle alakalı en güncel bilgileri kolaylıkla takip edebiliyorum.
Herkes kendince sosyal ağları takip ediyor bir şekilde. Aktiflik biraz değişkenlik gösterebilecek bir konu. Bazı kullanıcılar sosyal medyada var olup biteni sadece okurken bazıları da aktif olarak içerisinde yer alıyor ve sıkı takip ediyor. O nedenle bunun bir ölçütü olamaz.
Twitter ve Facebook en çok kullandığım sosyal ağlardan. Beraberinde Linkedin, instagram, Foursquare geliyor. Fırsat buldukça Google+’da ve Vine’da da neler olup bittiğine bakmaya çalışıyorum.

Sürekli takip ettiğiniz bloglar var mı?

Önceden blogları RSS okuyucular sayesinde çok yakından takip ederdim ancak artık etmiyorum. Twitter’da bu blogların yazarları, için kendime listeler oluşturdum ve sadece bu listelerdeki paylaşımları takip ediyorum. Bu sayede daha önemli yazılara zaman ayırmış oluyorum.
Ayrıca inbound.org ve growthhackers.com çok yakından takip ettiğim siteler arasında geliyor. Quora’da da çok güzel konular tartışılıyor, zaman buldukça burayı da takip ediyorum.

Son dönemde gündemdeki konulardan yeni internet yasası ve bazı sosyal ağlara erişim engellerinin koyulması ile ilgili neler söylemek istersiniz? Sektöre etkileri nasıl olur sizce?

İnternet doğası gereği sınırlamaların çok mümkün olmadığı bir ortam. İnsanlar özgürce düşüncelerini, fikirlerini paylaşabilmeli. Ancak kişisel haklara saldırı yapan, hakaret edenlere de özgürlük tanımalı düşüncesini savunmuyorum.
Tabi ki engellemeler beraberinde olumsuz şeyleri de getiriyor. Mesela Twitter kapandığı dönem dns, vpn, proxy vb yöntemlerle girişler yapıldı ancak kapalı kaldığı haftalar süresince toplamda atılan tweet sayısı giderek azaldı. Yani sektörü ve bu platformlar üzerinde calısmalar yapan şirketleri ve ajansları olumsuz etkiliyor.

Dergimizin kapak konusu “Dijital Miras” hakkında neler söylemek istersiniz?

Çok ilginç deneyimleri beraberinde getirecek bir konu. Öldükten sonra var olan dijital bilgilerimizi başka insanlara bırakıyor olmamız beni düşündürüyor açıkcası. Yıllarca dijital dünyada ürettiğimiz ya da tükettiğimiz her şeyin kaydını onlarla paylaşıyor olmamız bu bilgilerle yapılacak şeylerin de sorumluluğunu arttırıyor.
Bakalım gelecek yıllarda bu konuda nasıl netleşecek. Google, Facebook, Twitter, Microsoft gibi şirketler bu konuda nasıl kararlar alacaklar.
Bu keyifli röportaj için çok teşekkür ederim. Bana ulaşmak isteyenler @ilyasteker Twitter adresimden ya da Linkedin üzerinden ulaşabilirler.

Kategori: Kişisel, SEO

About ilyas teker

İlyas, az markaya, özel olarak hazırlanan SEO danışmanlığı veren Mosanta’nın kurucusu.

12+ yıldır SEO alanında Pegasus, Coca-Cola, adidas, Sony gibi 200’den fazla markaya Türkiye, Avrupa ve Amerika’da SEO danışmanlığı verdi. Uzun bir süre Amerika, Chicago’da SEO Direktörü olarak çalıştı.

Dijital pazarlama ile ilgili konferansların yanında İlyas, popüler bir çok pazarlama dergisi ve web sitesinde makaleler yazıyor.

Ayrıca İngiltere’de faaliyet gösteren DeepCrawl şirketinin danışman kurulunda yer alıyor.